AHTAPOTLAR HAKKINDA BİLGİ
AHTAPOTLAR
Ahtapotlar omurgasızlar arasında komplex bir beyin yapısına sahip olan tek hayvandır. Ahtapotlar düşmanıyla karşılaştığı bölgeyi hatırlayabilir ve uzun bir süre oradan uzak durur. Ahtapotlarda oksijen kan içerisinde hemosiyanin ile taşındığı için kanları mavi renktedir. Ahtopotların kendilerini savunmak için ortama saldıkları mürekkebin içinde alkaloyitler vardır. Bu alkaloyitler düşmanın kemoreseptörlerini uyuşturur. Eğer ahtapot kendi salgıladığı mürekkebin etkisinde kalırsa ya ciddi bir biçimde rahatsızlanır ya da zehirlenir.
Ahtapotun kolları (merkezde ağız olmak üzere) dairesel olarak kafaya bağlanmıştır. Toplam uzunluğun % 70-75’ ini oluşturan kollar kuvvetli bir yapıda olup ventralinde çift sıra vantuz bulundurur. Diğer ahtapot türlerinde kolların toplam boya oranı değişebilmektedir. Ahtapotlarda Lateral kollar ventral kollara oranla daha uzundur. Ahtapotlarda dişi ve erkekler arasında kolların uzunluğu değişebilmektedir. Dişi ahtapotlarda kollar daha kısa ve kalın erkek ahtapotlarda ise kollar daha ince ve uzun olmaktadır.
Ahtapotlar çok çeşitli canlıları içeren komplex bir beslenme rejimine sahiptir. Bivalvler küçük balıklar ve bazı kafadanbacaklılar ahtapotların yiyeceğini oluştururlar. Ahtapotun besin tercihi konusunda yapılan bir araştırmada besin artıklarını oluşturan bivalv kabuklarında ve yengeç karapaslarında bir deliğin bulunduğu rapor edilmiş. Ahtapotun av sırasında bu deliği açarak avının vücuduna avının hareketini durduran bir zehir (paralsing venom) enjekte ettiği böylece açılması çok zor olan bivalvleri ve saldırgan yengeçleri pasif hale getirerek yediği gözlemlenmiştir.
Ahtapotlar denizlerde yaşayan en esnek canlılar. o kadar esnekler ki 2-25 cm'lik bir delikten geçebilirler. gövdelerinde kılçık iskelet olmadığı için çok küçük boyutlara büzebilirler kendilerini. ne yazık ki bu hayvanların ömürleri çok kısadır. ömürlerinin kısalığının nedeni de çiftleştikten sonra uzun süre beslenmemeleridir; erkekler çok kısa süre içinde dişiler ise yumurtladıktan çok kısa süre sonra ölürler. dişilerin ömrü erkeklerin ömründen daha uzundur.
Çiftleşmeleri de ilginçtir. ahtapotlar sürüngenlerin kuyruklarını bıraktıkları gibi kollarını bırakkabilirler. erkekler cinsel organ olarak kullandıkları kolu dişinin içine bırakır ve giderler. dişi bu spermleri içinde çok uzun süre canlı olarak saklayabilir. bu arada da kendi yumurtalarını olgunlaştırır. (bazıları 200.000 yumurta kadar) yumurtlar ve kısa süre sonra da ölür.
Ahtapotların ömürlerinin kısa olması (yaklaşık 300 çeşit ahtapot var en uzun ömürlü tür 5 yıl sıradan türler 6 ayda bu dünyadaki işlerini tamamlayıp gidiyorlar) onların bazı yetenekler geliştirmesine neden olmuştur. en güzel özellikleri oldukça iyi öğrenme yeteneğidir. ömürleri kısa olduğu için ebeveynler yavrularına eğitim veremeden ölür böylece ahtapot bireyleri bütün davranışlarını kendi başlarına öğrenirler.
Ahtapotların sinirlerinin çoğu kollarında bulunur bu yüzden şekilleri algılayamazlar. durumları file dokunan körlere benzer. asla tam şekli bilemezler. ama dokundukları şeyin tadını alabilirler. dokunma duyuları bu derece hassastır.
Denizden ne çıksa yerim düsturu ahtapotların da yenebilir olduğunu gerektirir. türüne göre kolları ve/veya kafaları pişirilir yenir. ahtapotların kollarını düğümleyip canlı canlı sosa batırıp yiyenler de var. bu daha çok korede yaygın bir yemek iki ahtapot 10 dolar civarında. oldboyda da bu canlı ahtapot yeme olayı izlenebiliyor.
Diğer deniz canlılarından çok farklı olarak ahtapotlar güreşebilir. 1960'lara kadar dünya ahtapotlarla güreş yarışmaları düzenlenmiş. bu yarışmada bir dalgıç bir ahtapotla mücadele ediyor ve onu su yüzeyine çıkarmaya çalışıyor.
Ahtapotlar doğal ortamlarında köpek balıklarını bile yer yutabilir . iyice küçüldükleri için minicik deliklerden geçebilir ve kolay kolay avlanmazlar.
Ahtapotlarda üst deri tüm iç organları koruyan bir yapıdadır. Ahtapotlarda iki solungaç iki böbrek karaciğer kalp ve gonadlar bu bölümde yer alır. Kalp 3 bölümden oluşmaktadır. Ahtapotun en önemli savunma mekanizması olan mürekkep kesesi de bu bölümde bulunmaktadır.
Ahtapotlarda mürekkep tehlike anında manto içerisine alınan suyun sifon tarafından dışarıya verilmesi sırasında sifonun yarttığı tazzikli su ile karıştırılır ve ortama bırakılır. Mürekkep ortamın görüş özelliğini kısıtlamakla birlikte alkoloid içeriği ile düşmanın koku alma organlarını kısa süre etkisiz hale getirme özelliğine sahiptir. Bu sayede ahtapot hızla tehlike bölgesinden uzaklaşır ve kendini korumuş olur.