-->

Philemon ile Baukis









Philemon ile Baukis



Aslında bu tam bir aşk hikayesi değildir ama sonuç kısmındaki tema aşk ve sadakati belirttiği için ilginçtir. 

Zeus ara sıra Hermes ile ölümlüler arasına iner ve kılık değiştirerek bir yabancı gibi onların misafirperverliklerini ve sadakatlerini sınar. Yine böyle bir gezi sırasında Phygia’ ya inerler. 

Hiç kimse kapısını açmaz onlara bu iki ihtiyardan başka .

 Fakir ama candan bir ikram sunarlar tanrılara Baukis ayaklarını yıkar misafirlerin ve dinlenmelerini sağlar. Philemon da sirke tadında bir şarap sunar misafirlerine bu karşılamadan hoşnuttur, Zeus.

 İçtikçe şarap eksilmez artar, ihtiyarlar bir tanrı işi olduğunu anlarlar ve misafirlerine daha iyi hizmet edebilmek için kesmek üzere bahçedeki tek kazlarını yakalamaya çalışırlar. 

Fakat nafile yorgun düşerler ikisi Zeus acır ihtiyarların haline ve onlara “dönüp yurdunuza bakın beni hoş karşılamayanlara ne oldu der…” 

Görürler ki kendilerinin kulübesinden başka her yeri su basmış ve tüm evler yok olmuştur. Kulübeleri ise beyaz mermer sütunlu altın saçaklı bir tapınaktır.

 İhtiyarlar “bunca yıl birbirimizi sevdik ve yaşadık ölürken birlikte ölelim ve bu tapınağın bekçileri bizler olalım yaşadıkça” derler. 

Dilekleri kabul olur ve bekçi kalırlar tapınakta bir gün tapınağın önünde sarılmış otururken birden kök salmaya başlar ayakları, kabuk bağlar bedenleri anlarlar ki ölüm yakındır son bir kez sevgilerini fısıldarlar ve artık ağaç olmuşlardır.

 Birbiri içine girmiş iki ağaç, Baukis ıhlamur, Philemon meşe olmuştur.

 İşte böyle ilginçtir. Bu hikayenin sonu.

Facebook

0 comments